Bir zamanlar bir köyde Ahmet ve Hasan adında iki yakın dost yaşardı. Çocukluk dan biri ayrılmaz iyi bir ikiliydiler. Hayatın her zorluğunu birlikte aşar, sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşırdılar. Ancak bir gün, aralarında büyük bir tartışma çıktı.
Ahmet ve Hasan, birlikte çıktıkları bir yolculuk sırasında, küçük bir anlaşmazlık yüzünden tartışmaya başladılar. Tartışma büyüdü ve Ahmet, sinirine hakim olamayarak Hasan’a tokat attı. Hasan, tokadın acısıyla sessizce yere eğildi ve kumların üzerine şu cümleyi yazdı:
"Bugün en iyi dostum bana tokat attı."
Ahmet bu duruma şaşırdı, ama Hasan bir şey söylemeden yürümeye devam etti. Bir süre sonra, bir vaha buldular ve serinlemek için suya girdiler. Ancak Hasan, yüzme bilmediği için suyun derinliklerine doğru sürüklenmeye başladı. Bunu gören Ahmet hemen suya atladı ve Hasan’ı kurtardı.
Hasan kurtulduktan sonra, bu kez büyük bir taşın üzerine şu cümleyi kazıdı:
"Bugün en iyi dostum hayatımı kurtardı."
Ahmet, Hasan’ın yaptıklarına anlam veremedi ve ona sordu:
"Tokat attığımda yazdığını gördüm, ama şimdi taş üzerine kazıyorsun. Neden?"
Hasan gülümseyerek cevap verdi:
"Biri bize kötü bir şey yaptığında, bunu kumlara yazmalıyız ki rüzgarlar gelip silebilsin. Ama biri bize iyi bir şey yaptığında, bunu taşlara kazımalıyız ki hiçbir şey bunu yok edemesin."
Bu sözler, Ahmet’e dostluğun değerini ve affetmenin önemini hatırlattı. O günden sonra Ahmet ve Hasan, dostluklarını daha da güçlendirerek hayatlarına devam ettiler.
Hikayenin Mesajı
İnsanlar arasındaki küçük kırgınlıkları unutmalı, büyük iyilikleri ise sonsuza kadar hatırlamalıyız. Gerçek dostluk, affetmeyi ve iyiliği paylaşmayı gerektirir.
Vaha: çöllerin içerisinde yer alan ve çöl koşullarından yalıtılmış, genellikle su ve bitki içeren bölgeleri tanımlamakta kullanılan coğrafya terimidir.